28.03.2012

YİTİRDİKLERİMİZ

Yitirdiklerimizi anmak onları geleceğe taşımak, ölümsüz kılmaktır.
Onları anmak düşünce ve eylem dünyamızda onları yaşatmak,onlarla yaşamaktır.Onlara layık olmanın yolu da, Yüreklerindeki ""Savaşsız ve sömürüsüz özgür bir dünya"" ateşini geleceğe taşımaktır. 
Avni Ece’ye
Avni’miz
sen ölmedin
öldüremedi seni
hiçbirimiz
sen bizim
çocukluğumuz
delikanlılığımız
hayallerimizsin
sen ölürsen
çocukluğumuz
gençliğimiz
hayallerimiz ölür
sen ölürsen
biz ölürüz
Avni’miz
kan sıçradı üzerimize
dağıldık
satıldık
ihanet yayıldı her tarafa
çık gel artık
çok uzadı bu şaka

(Sait Almış)

Rahat uyuyun; Sizler en masum olanlarımızsınız! O günkü saflığınız, cesaretiniz ve inançlarınızla aramızda, içimizde bugün de yaşamaya devam ediyorsunuz.

25.03.2012

TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ



Derneğimizde "SOVYET DENEYİMİ" ile ilgili söyleşi, Ahmet Yeni ve Mehmet Utku'nun sunumu, Bilgehan Oğuz'un kolaylaştırıcılığı ile gerçekleştiridi.
Etkinliğe üyelerimizle birlikte dostlarımız da katıldı.
Toplantıda ilk sözü alan Ahmet Yeni, Sovyetlerin kuruluşundan günümüze kadar olan sürece kısaca değinerek, Sovyet sosyalizminin çözdüğü sorunlarla birlikte, üstesinden gelemediği sorunları da tartışmaya açtı.
Daha sonra söz alan Mehmet Utku, Kuruluş aşamasıda dahil olmak üzere bu gün de marksizmin uygulanmasına ve leninizme eleştirel yaklaşımları özetleyerek, "Tek ülkede devrim", "Halkın devleti" gibi konuları tartışma gündemine taşıdı.

19.03.2012

SOVYET DENEYİMİ ÜZERİNE

"Bizim torunlarımız kapitalist sistem çağından kalan belgeleri ve diğer kalıntıları hayretler içinde inceleyecekler. Temel ihtiyaç maddelerinin nasıl özel ticaret konusu olabildiğini, fabrikaların nasıl bireylere ait olabildiğini, kimi insanların başka insanları nasıl sömürebildiğini, bazılarının nasıl hiç çalışmadan yaşayabildiğini kafalarında canlandırmakta çok zorluk çekecekler... Yoldaşlar bugün görüyorsunuz ki temellerini attığımız sosyalist toplum yapısı bir hayal değil. Çocuklarımız bu yapıyı daha da büyük bir şevkle inşa edebilecekler"  ( Lenin )

18.03.2012

DÜNYA'DA VE TÜRKİYE'DE KADIN OLMAK


ONBEŞLER BİRLİK DAYANIŞMA BİLİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ'nde,
"DÜNYA'DA VE TÜRKİYE'DE  KADIN OLMAK" konulu söyleşi, İffet Ustabaş'ın sunumuyla 17 Mart 2012 Cumartesi günü saat, 15.00 te gerçekleştirildi.
Kadın hakları mücadelesinin tarihi ve bu günü ile kadının toplumsal konumu hakkında geniş bir açıklama yapan İffet Ustabaş daha sonra sözü toplantıya katılanlara vererek , katılımcıların, görüş ve önerileriyle toplantıya katkı yapmalarına olanak sağladı.
Toplantıda söz alan, Fergül Yücel, Şirin Tanay, Kezban ve Cemile Ustabaş, Zeliha Güneş, ve diğer kadın katılımcıların yanısıra, erkek katılımcılardan Cemal Kıral, Mustafa Bilen,İbrahim Ünder, Sami Akalın ve Ahmet Yeni'de söz alıp, erkek ve komünist gözüyle kadın sorunlarını tartışarak, görüşlerini dile getirdiler.
Toplantı öncesinde katılmakta tereddütlü olduklarını açıklayan bazı kadın katılımcılar, toplantıya katılmakla çok doğru bir karar vermiş olduklarına inandıklarını dile getirdiler.
Onbeşler Birlik ve Dayanışma Derneği'nde ilk kez bir"kadın"  toplantısına katılan kadın katılımcılar, toplantıdan duydukları memnuniyetleri belirterek dernek üye ve yöneticilerine de teşekkür ettiler.

16.03.2012


Bizim torunlarımız kapitalist sistem çağından kalan belgeleri ve diğer kalıntıları hayretler içinde inceleyecekler. Temel ihtiyaç maddelerinin nasıl özel ticaret konusu olabildiğini, fabrikaların nasıl bireylere ait olabildiğini, kimi insanların başka insanları nasıl sömürebildiğini, bazılarının nasıl hiç çalışmadan yaşayabildiğini kafalarında canlandırmakta çok zorluk çekecekler... Yoldaşlar bugün görüyorsunuz ki temellerini attığımız sosyalist toplum yapısı bir hayal değil. Çocuklarımız bu yapıyı daha da büyük bir şevkle inşa edebilecekler


12.03.2012

Avni Ece ve yitirdiklerimiz

Her yıl, bahar yaklaşırken, hayatının baharında sessiz ve sitemsiz bir biçimde aramızdan ayrılıp giden, kaybettiğimiz  sizi, tüm yürekli arkadaşlarımızı hatırlarım. 30 yılı aşan bir süredir, ne zaman sizleri hatırlasam, yüreğim burkulur, tanımlayamadığım  bir duygu içimi acıtır, birçok anı canlanır gözlerimin önünde. 15, 16, 17, 18, 19, 20 sinde, kimi biraz daha ilerlemiş yaşlarda, kimi yaşlanmış, kiminin belki bir sevgiliye bile eli değmeden, hayatının en verimli yıllarında, yavaşça aramızdan ayrılan sizler. 

Sizlerin hikayesi bizi hep  kendimizle hesaplaşmaya zorlar.
 

Daha özgür, eşit, demokratik bir ülke sevdasıyla yanıp tutuşan sizler,  baskı, zulüm ve karanlık günlere, bedenlerinizle, kafalarınızdaki mücadeleye olan inançlarınızla karşı koydunuz. Çaresiz, mahzun, bir o kadar da cesur bir şekilde yüreklerinizi ortaya koyarak,  isyan bayrağını yükseltmeye çalıştınız 


Sizler en masumlarımız olarak onurlu bir şekilde aramızda yaşamaya devam ediyorsunuz.

Bu gün bizler sizlerin bıraktığı yerden, toplumun adalet isteğine, eşitlik isteğine, özgürlük isteğine kulak veren ve halkın umudu olacak büyüklükte bir siyasal süreci ne yazık ki yaratamadık. Kapitalizmin üzerimize yıktığı duvarların altından kalkmakta geç kaldık. Üzerimizdeki ataleti hemen atamadık. Çürüme, ölümcül bir kanser vakası gibi, aramızda yayılmaya devam ediyor.
Ancak;
Sizler rahat uyuyun. İşçi sınıfı üzerine yıkılan duvarların altından kalkıyor. Yıkılan duvarlardan etrafa saçılan molozları, bu molozlardan gözlerine kaçan tozları temizliyor. İçine düştüğü bunalımlar, bir türlü  içinden çıkamadığı ekonomik ve siyasal krizler,burjuvazinin erken attığı zafer çığlıklarını hıçkırığa çevirmek üzere.  
 Bu ülkede, canınız pahasına verilmiş sınıfsız bir toplum yaratma mücadelesi, bugün çok zorlu bir viraja girmiş durumda. Dün demokrasi adına, eşitlik, özgürlük adına savunulmuş ne varsa, tümü bu gün İşçi sınıfının sahte dostları tarafından çarpıtılmaya çalışılsa da, güneş balçıkla sıvanamıyor. İlericiler, devrimciler, komünistler uyumuyor. Sınıfsız sömürüsüz bir dünya için ağır ağır , birer birer sahne alıyorlar.

Rahat uyuyun; biliyoruz ki sizler şimdi orada sessizleri örgütlemekle meşgulsünüz.

Rahat uyuyun; Uğruna savaştığınız dünya, işçi emekçi sınıfların ellerinde muhakkak kurulacak.
Ustanın dediği gibi;
 "Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
                meyve çağında ağacın,
                serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
                                — çürüyen diş, dökülen et —,
                         bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla
                                        bu güzelim memlekette hürriyet... "

Rahat uyuyun; Sizler en masum olanlarımızsınız! O günkü saflığınız, cesaretiniz ve inançlarınızla aramızda, içimizde bugün de yaşamaya devam ediyorsunuz.

11.03.2012

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

"erkek;ataerkil düzenin inşasından, kapitalizmin bu
gününe değin, baştan sona ''gücü'' temsil ettiğine
inandırılmıştır. Dışarıdaki geçim için üstlendiği
rol ve bu yanlış bilinç, ev içinde
sahipliğe, bu sahiplikte, kadına ve çocuğa tahakkümün
kaynağına dönüşmüştür.
Tüm sömürünü sisteminin bekası, kadın üzerinde
uygulanan şiddette korunuyor. Üstelik bu
şiddet, sokakta, işyerinde, evde kol geziyor. Kapitalizmin
insanın doğasına aykırı konumlanışı ile, sömürünün nesnesi olan erkek, üzerindeki baskıyı, bir diğer nesnesi olan kadına yönelik
şiddet ve cinayetlerle yansıtırken, ezilmişliğin
çifte sömürüsü altında kalan kadının en ufak
yaşam hakkı talebi, erkeği de ilgilendiren, bir
özgürlük talebi olarak değerlendirilmek yerine,
sistemin ve erkek egemenliğinin bekası için, kocası,
kardeşi abisi, kardeşi, sevgilisi, v.b tarafından
cezalandırılmaktadır."

AVNİ ECE VE 1 MAYIS FOTOĞRAFLARI

AVNİ ECE GAZETE İLANI (RESİM)

 
Avni Ece’ye

Avni’miz
sen ölmedin
öldüremedi seni
hiçbirimiz

sen bizim
çocukluğumuz
delikanlılığımız
hayallerimizsin

sen ölürsen
çocukluğumuz
gençliğimiz
hayallerimiz ölür
sen ölürsen
biz ölürüz

Avni’miz
kan sıçradı üzerimize
dağıldık
satıldık
ihanet yayıldı her tarafa

çık gel artık
çok uzadı bu şaka

Sait Almış