26.09.2012
KOMÜNİSTLERİN ULUSAL BAKIŞI OLMAZ
Komunistlerin ulusal bakisi olamaz.
------------ --------- --------- -----
Ahmet arkadasin baslattigi gorus paylasimlarina, bir
nebze de olsa katkida bulunmak istiyorum... .
Komunistlerin ideolojik cikisi ve dayanagi,
sinifsaldir. Ulusal konularda yaklasimlar sunarken,
ozellikle emperyalizm caginda ulusalligini yitirmis
burjuvazinin politik duzlemine savrulmamaya dikkat
eder.
Son yillarda, ulkemizde bu duyarlilik ciddi sekilde
erozyona ugramistir. Sol adina ulusalci soylemler
gelistirilmis, burjuva ideolojisiyle butunlesmis
politik duruslar sergilenir olmustur. Bu yaklasim,
komunist platformdaki yapilari da etkisi altina
almistir..
Kanaatimce halen, ulkemiz siyasi yasaminda, ulusalci
olmayan sol kulvar bostur. Bu kulvarin cazibe merkezi
olmayisinin nedenleri, dogru degerlendirilmelidi r.
Populist politikalarin yaygin etkisi ve sagladigi
kolay kitlesellesme olanagi, faydaciliga yonelen bazi
sol kesimleri sag cizgiye cekmis, ancak yine de
istenen verim elde edilememistir. Zaten dolu olan sag
kulvarda, kimligini yitirmis sekilde yer alarak, solun
degil, sagin guclenmesine vesile olmuslardir.
Yillardir surdurdugu egemenligini yitirmekte olan ve
saga yonelmis olan kemalist, moderniteci burjuva
ideolojisi, hizlanan taban kaybi karsisinda, sorunu
laik-anti laik kamplasmasi eksenine tasimaya
calismistir. Bayragini kapanin sel gibi aktigi,
kitlesel ama ici bos mitingler, onemli olcude sol
kesimden taban bulmustur. Hatta mesele, yeni bir kuvva
hareketi gibi yansitilmistir.
Bu ideolojik kaos, solu darmadagin etmistir.
Sol adina politika urettigini iddia eden bazi
yapilanmalar, sag anlayisin yansimasina donusmustur
Sol adina hareket ettigini dusunen kitleler, bu
ortamda sag anlayisin kulvarina dogru yoneldigini
anlayamamistir. .
Uzun suredir devam esen sinif hareketlerindeki
regresyon, sol hareketlere yonelik kitlesel akisi
kesmistir. Bu durum, populist yaklasimlarla
kitleselelsme kolayciligina zemin hazirlamistir.
Sonuc ortatadir: Ordu, kemalistler, laikler, fasizan
milliyetciler, sag sosyalistler, birlikte hareket
eder, ayni tastan su icer hale gelmistir.
Bu tutumun Kurt meselesine yansimasi, sosyal soven
kamplasma ve Kurtlerin yalnizlastirilmasi seklinde
olmustur.
Ortalikta neredeyse ilac icin, tadimlik duzeyde bile
olsa, enternasyonalist tutarlilik gosteren siyasa
kalmamistir. Ulusal sorun, uluslarin kendi kaderini
tayin hakki ekseninin disinda tartisilir hale
gelmistir. Ulusun kendi kaderini tayin hakkinin amasiz
fakatsiz ayrilma hakki oldugu gercegi unutulmustur.
Yukselen Kurt ulusal hareketine karsi, sosyal soven
yaklasimlar sergilenmistir.
Sunu unutmamak gerekir: Ayrilma hakki, bu hakkin
mutlaka kullanilmasi degildir. Ancak ulusun kendi
kaderini yain hakki, amasiz fakatsiz sekilfe ayrilma
hakkinin kabuludur. Bu, isin ilkesel yanidir. Sonucta
ayrilma ya da ayrilmama, ezilen ulusun tasarrufunda
olan bir durumdur.
Daha onceleri de belirttigim gibi; Kurt Hakli kendi
kaderini tayin hakkini kullanirken, kendi icin yanlis
yapabilme hakkina da sahiptir. Bu haktan yana olmak,
hakkin kullanimindan dogan sonuclardan cok daha
onemlidir. Cunku cizilen adi ustunde “kader”dir.
“Yanlisi yapan ulus, dogruyu yapmak icin yeniden
ayaklanir ve duzeltir.” Ancak, o ulusun komunistleri,
ulusal ideolojik yaklasimlarin degil, kendi
ideolojisinin kulvarinda yol alir.
Kurt komunistlerinin su anda en onemli sorunlarindan
biri budur. Akip giden ve kitleleri teslim alan bir
hareketin icinde, kendi ideolojik kimlikleri ve
sinifsal tutumlariyla mi varolacaklar yoksa mevcut
hareketin milliyetci kimligi ve soylemleriyle mi?
Ayni sorun, tersine sekilde Turk komunistlerinin de
temel sorunsalidir.
Yukselen ve kitleleri teslim alan ulusalci hareketin
karsisinda, kendi ideolojik kimlikleri ve sinifsal
tutumlariyla mi varolacaklar yoksa ulusalci hareketin
milliyetci kimligi ve soylemleriyle mi?
12 Eylul oncesinde, ulsal sorunun cozumunde sinifsal
olanin one cikarilmasi ve sorunun yukselen sinif
savasimina destek saglayacak sekilde cozumu, rasyonel
bir oneriydi. Ancak bugun sartlar degismis, Kurt
haklinin mucadele dinamigi, bagimsiz bir kimlik
olusturabilmistir. Bu nedenle, sosyalist ve komunist
guclerin, bu dinamik mucadele unsuruna aktif destek
sunmasi gerekir.
Iste, dananin kuyrugu burada kopmaktadir.
Yukselen ulusalci dalga karsisinda teslim bayragini
ceken bazi sol gucler, bu gercegi bir turlu
kabullenememektedir ler.
Hatta, bu etkiye bagli olarak, Kurtlerin temel milli
hak taleplerinden yanayim, diyenlerin, yani reel
demokratlarin sayisinin bile azalmaktadir.
Gunumuz kosullarinda gercekci sol sosyalist
yaklasimlar uretebilmek, Kurt ulusal hareketinin sinif
savasiminin bir bileseni olarak gormekle mumkundur.
Utangac milliyetcilk olarak tanimlayabilecegim
ulusalciligi, sosyalist yaklasim olarak sunmak,
meseleyi sulandirmaktan oteye gitmeyecektir.
Sol, kendini ulusalciligin zehrinden korumalidir.
Bunun da yolu, ne yazik ki pek cogumuzun neredeyse
unutmaya basladigi enternasyonalist yaklasimdir!
Ve ulusalciliga karsi savas, egemen burjuvaziye karsi
sinifsal mucadelenin gunumuzdeki adidir!
Oncelikli olarak, bu gercekle yuzlesmek gerekiyor.
Sevgi ve saygilarimla,
Ibrahim akar
17.09.2012
"İşimi Geri Alana Kadar Açlık Grevindeyim" HAYDİ DAYANIŞMAYA..
"İşimi Geri Alana Kadar Açlık Grevindeyim"
İMO'daki işinden çıkarıldığı için yaklaşık 200 gündür oturma eylemi yapan Malatyalı, işini geri almak için açlık grevine başladığını açıkladı.Cansel Malatyalı, 200 günden fazladır yaptığı oturma eyleminin ardından şimdi de açlık grevine başladı.
Ankara'da İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Genel Merkezi'ndeki işinden çıkarıldıktan sonra bina önünde çadır kurarak eyleme başlayan Malatyalı, son beş günde iki kez gözaltına alındı.
Malatyalı, bianet'e yaptığı açıklamada, açlık grevinin üçüncü gününde olduğunu, işini geri alana dek açlık grevinde olacağını söyledi.
Geçen Perşembe akşamı 23:00'te kardeşi Özkan Kayöz'le birlikte gözaltına alınan ve sabah karşı 02:30'da serbest kalan Malatyalı'ya "hakları olmayan bir alanı işgal ettikleri gerekçesiyle hakkında şikayet olduğu" söylendi.
Malatyalı, "Bizim Çankaya karakoluna götürülüşümüzün hemen ardından, İMO önüne yanaşan bir kamyondan iki metreden yüksek demir duvarlar indirilerek İMO'nun çevresi tamamen kapatıldı" dedi.
Açlık grevine girdiğini açıklamak için Cuma akşam 18:00'de basın açıklaması yapacak olan Malatyalı, yarım saat öncesinde, 17:30'da tekrar gözaltına alındı, gece 23:30 civarında bırakıldı.
"Güvenceli iş istiyorum"
Malatyalı ve kendisine destek olan 10 kişi, İMO binasına astıkları "İMO Yönetimi tarafından keyfi olarak işten çıkarıldım, işimi geri İstiyorum. Cansel Malatyalı" yazılı pankart nedeniyle 1 Ağustos'ta da gözaltına alınmıştı. Bir İMO yöneticisi de şikayetçi sıfatıyla poliste ifade vermiştiBu olayın ardından, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı mühendisler, Malatyalı için imza kampanyası başlattı. kampanya metninde "Emekçi bir kadını polise teslim etmek, üstüne üstlük dava açmak hiçbir şekilde açıklanamaz" dendi.
Kampanyada ayrıca, Malatyalı'ya güvenceli iş de talep edildi.
İMO'nun "kendisine iş bulduk, kabul etmedi" şeklindeki açıklamasını sorduğumuz Malatyalı şunları söyledi:
"İş buldukları doğru ancak bu iş taşerona bağlı şekilde çalışmayı gerektiriyor, güvencesi yok. Ben sigortalı ve özlük haklarımın korunduğu bir iş için mücadele veriyorum. Taşerona bağlı çalışmayı kabul etmiyorum."
İMO Genel Merkezi, Malatyalı'ya İnsan Hakları Derneği (İHD) ile Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD) de destek vermesinin ardından, internet sitesinde "Cansel Malatyalı olayına yönelik son bir açıklama" başlığıyla bir metin yayınladı
"İMO binası önünde altı ayı aşkın bir süredir, başta İnşaat Mühendisleri Odası üyeleri olmak üzere, Mühendis-Mimar camiasını ve kamuoyunu rahatsız eden bir dizi eylem devam etmektedir."
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) de açıklama yayınlayarak pankart eylemini kınamıştı.
Malatyalı'nın İMO'ya karşı açtığı işe iade davası ise sürüyor.
16.09.2012
ALEVİLERE MAHALLE BASKISI ARTIYOR
Manisa merkezde özellikle Alevi ailelerin yaşadığı evlerin kapısını çalarak, İslamiyet’e ve camiye davet eden cüppeli ve sarıklı 5 kişi, Aleviler arasında tedirginlik yarattı.
'İyi niyetli kişiler!'
Fevzi Çakmak, Fatih Mahallesi ve son olarak 10 Eylül Pazartesi günü Yeni Mahalle’de çalışma yapan beş kişi, özellikle Alevi ailelerin kapısını çalarak Alevileri camiye ve İslamiyet’e davet ediyor.
Evde olmadığı bir saatte kapısı çalınarak camiye ve İslamiyet’e davet edilen Alevi Kültür Derneği Manisa Şube Yöneticisi Süleyman Çeri, eşinin durumu kendisine anlatması üzerine mahalledeki Yeşil Cami’ye giderek, bu kişilere kapısının neden çalındığını, ne istediklerini sordu. Beş şahıstan biri camide sohbet yaptıklarını, camiye yakın tüm komşuları davet ettiklerini söyledi. İkna olmayan Çeri, komşularının kapısını çalarak, camiye davet edilip edilmediklerini sordu ve sadece Alevi ailelerin kapılarının çalındığını öğrendi.
Çeri, daha sonra Barbaros Karakolu’na giderek durumu anlattı. Karakol’dan Emniyet Müdürlüğü'nün arandığını belirten Çeri, kendilerinin Terörle Mücadele Şubesi’ne yönlendirildiklerini belirtti. TEM'den gelen cevapta ise, durumdan haberlerinin olunduğunu, beş sahsın da izlendiklerini ve bunların ‘iyi niyetli kişiler’ olduğu açıklaması yapıldı.
Şehir dışına çıkarıldılar
Olaylar üzerine Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Derneği Manisa Şube Başkanı Bektaş Kılınç Emniyet Müdürü ile 13 Eylül Perşembe günü yapılan toplantıda konuyu anlatarak hassas bir dönemde, hassas bir bölgede bu gibi durumların tehlike oluşturabileceğine dikkat çekti. Toplantıdan 2 saat sonra Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Kılınç’a bahsedilen beş kişinin şehir dışına çıkarıldığını bildirdi.
'Devlet müdahale etmelidir'
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Derneği Manisa Şube Başkanı Bektaş Kılınç, Malatya’da Alevi bir ailenin kapısının taşlanması, Hatay’da devam eden gergin ortam, İstanbul’da Cemevi’nin ateşe verilmek istenmesi gibi olaylara işaret ederek, Alevilerin diken üstünde olduğu bir dönemde bu yaşananların küçümsenemeyeceğinin altını çiziyor. Emniyet Müdürlüğü’nün “İyi niyetliler” diyerek konuyu geçiştirmemesi gerektiğinin altını çizen Kılınç, “Emniyet, bu kişilerin sadece Manisa’da değil Türkiye’nin bir çok ilinde bu tür faaliyet içinde olduğunu belirterek iyi niyetli olduklarını söylüyor. Her isteyen iyi niyetli olarak bir başkasının kapısını çalmaya başlarsa, bu ülkede kanun nizam ortadan kalkar. Devlet buna müdahale etmelidir.”görüşünü dile getiriyor.
Gündemde tutulacak
Yaşananlar üzerine önceki gün Manisa Cemevi’nde bir toplantı yapan Manisa Emek ve Demokrasi Platformu, konunun gündemde tutulması için bir dizi karar aldı. Alınan kararlara göre, 17 Eylül Pazartesi günü Manisa Milli eğitim Müdürlüğü önünde yapılacak 4+4+4’le ilgili basın açıklamasının yanı sıra yaşananlar kamuoyuyla paylaşılacak. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Manisa Milletvekili Özgür Özel aracılığıyla Vali ve Emniyet Müdürü ziyaret edilerek, kapıları çalan şahısların kim oldukları, ne yapmaya çalıştıkları ile ilgili bilgiler alınacak. Edinilen bilgiler ışığında gerekli görülmesi durumunda savcılığa suç duyurusunda bulunulacak.
13.09.2012
BUNU DA GÖRDÜK....
'Canlı Bombalar' basın açıklaması yaptı!
Emniyetin
"canlı bomba" diye açıkladığı 9 kişilik listede adları bulunan
üniversite öğrencileri Elif Sultan Kalsın ve Harran Aydın, avukatlarıyla
birlikte basın toplantısı düzenledi. Haklarında hiçbir savcılık ve
mahkeme kararı bulunmayan iki üniversiteli, Emniyet hakkında suç
duyurusunda bulunacak.
13 Eylül 2012 Perşembe
Sultangazi'de
1 polis memurunun öldüğü saldırıdan sonra, istihbarat birimlerince
hazırlanan ve benzer saldırılarda bulunacağı iddia edilen kişilerin yer
aldığı 9 kişilik arananlar listesi, Emniyet tarafından basına
açıklanmıştı.
Bu listede bulunan, üniversite öğrencileri Elif Sultan Kalsın (25) ve Harran Aydın (21), basın açıklaması yaparak, kendilerine komplo kurulduğu gerekçesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söylediler.
Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 3. sınıf öğrencisi Elif Sultan Kalsın ve Elazığ Fırat Üniversitesi Metalurji Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Harran Aydın, avukatları Barkın Timtik ile Beyoğlu'ndaki Çağdaş Hukukçular Derneği'nde (ÇHD) basın açıklaması düzenledi.
"Parasız eğitim eylemine katıldığım için de haksız yere suçlamışlardı"
Yayınlanan listede isminin 5 numara olarak yer aldığını ifade eden Elif Sultan Kalsın, listede isminin olduğunu öğrendiğinde çok şaşırdığını belirterek, "Birkaç saat öncesine kadar böyle bir durum yoktu. Bir haberle durumunuz aniden değişebiliyor. Bir saat önce canlı bomba olarak ilan edildiğimi öğrendim. Ben 2.5 ay önce tahliye oldum. Tutsaklığımız sebebi de basın açıklamalarına katılmak, 1 Mayıs'a katılmak yani hakkımı aramaktı. 21 ay yattım. Örgüt üyesi olmakla suçlandım. Yeni yargı paketiyle tahliye oldum. Orda da hukuksuz şekilde tutuklandım. Şimdi yine aynı biçimde komplo ile karşı karşıyayım. Ama burada çok daha büyük bir komplo. Şimdi canlı bomba ilan ediliyorum. Herkesin gözü önündeyim, yerimiz yurdumuz belli. Bunun sebebini şuna bağlıyorum; Bu ülkede devrimciysen, sosyalistsen, bu düşünceleri savunuyorsan, sizin üzerinizde komplo kurulması, sokak ortasında infaz edilmeniz çok basit. Düşüncelerimiz nedeniyle bu şekilde iftiralara uğruyoruz" diye konuştu.
Yunanistan’a hiç gitmedim
Yayınlanan listede 6 numaralı aranan kişi olduğunu iddia eden Harran Aydın da, haberi öğrendiğinde kendisinin de çok şaşırdığını söyleyerek, şunları dile getirdi:
“İnternetten öğrendim. İsimlerin sıralandığını ve fotoğrafımı gördüm. Yunanistan'da eğitim aldığımı ve canlı bomba olacak sıradaki insanlar olacağımız söyleniyordu. Ama ben Yunanistan'a gitmedim, bunu onlarda biliyor. Çünkü ben 1.5 ay önce tahliye olan ve göz önünde olan birisiyim. Demokratik basın açıklaması ve eylemlere katılıyoruz. Bu ülkede bir hak mücadelesi veriyoruz biz öğrenciler olarak. Bu haberlerin çıkmasını da buna bağlıyorum. Canlı bomba olarak hedef gösterilmek için, sosyalist düşüncelere sahip olmak, bu ülkede hak mücadelesi vermek, parasız eğitim istemek yetiyor. Bu yüzden böyle lanse ediliyoruz."
"Madem 'canlı bomba'yım dün nasıl Adliyedeydim"
Harran Aydın bir başka ilginç duruma daha işaret ederek şuna dikkat çekti:
"İşin garip yanı da ben daha dün Çağlayan adliyesindeydim. Madem canlı bombayım beni neden adliyeye soktular! Açıktan bizi hedef gösteriyorlar. Bu çıkan haberler nedeniyle sokakta bizi katledebilirler. Bunun daha önce de örnekleri var. Ama bu tarz şeyler bizi yıldıramaz. Hak mücadelesine devam ediyoruz."
Haklarında arama kararı yok, Emniyet suç işliyor
Avukat Baran Timtik, Emniyet'in bu listesinin basında yer alması üzerine hemen savcılığı arayarak, müvekkileriyle ilgili bir soruşturma olup olmadığını sorduğunu ve savcılığın böyle bir listeden haberdar olmadığını ifade etti. Avukat Timtik, müvekkilleri hakkında yürütülen hiçbir soruşturma ve mahkeme kararı bulunmadığını, Emniyet'in böyle bir liste oluşturmasının hukuk dışı olduğunu ve müvekkillerinin yaşam hakkını tehdit altına girdiğini başına dün gelen bir olayı örnek göstererek anlattı:
"Ben tanınan bir avukatım. Polisler beni tanıyorlar. Buna rağmen dün bir işlem için gittiğim karakolda kimliğimi soran polislere, bunu göstermek üzereyken bana silah doğrulttular. O anda beni vurabilirlerdi. Bir avukat olarak, bu kimliğimi bilen polislerin bu şekilde bir uygulamasına ben maruz kalmışken, 'bombacı' diye isim ve fotoğrafları gazete ve televizyonlara verilen müvekkillerim bir kimlik kontrolüne denk gelseler, orada öldürülebilir. Emniyet'in ortada hiçbir savcılık ya da mahkeme kararına dayanmayan, yetkisini ve sorumluluğunu aşan bu listesi, bu insanların yaşamını tehdit altına sokmaktadır. Bu suçtur.
Suç duyurusunda bulunacaklar
Avukat Timtik, listeyi yayınlayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü hakkında, yarın saat 10.00'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne giderek suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Listede 8 numara olarak yer alan İbrahim Çuhadar Sultangazi 75. DNl Polis merkezine canlı bomba saldırısı düzenlemiş, olayda 1 polis memuru şehit olmuş, 7 kişi de yaralanmıştı.
Bu listede bulunan, üniversite öğrencileri Elif Sultan Kalsın (25) ve Harran Aydın (21), basın açıklaması yaparak, kendilerine komplo kurulduğu gerekçesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söylediler.
Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 3. sınıf öğrencisi Elif Sultan Kalsın ve Elazığ Fırat Üniversitesi Metalurji Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Harran Aydın, avukatları Barkın Timtik ile Beyoğlu'ndaki Çağdaş Hukukçular Derneği'nde (ÇHD) basın açıklaması düzenledi.
"Parasız eğitim eylemine katıldığım için de haksız yere suçlamışlardı"
Yayınlanan listede isminin 5 numara olarak yer aldığını ifade eden Elif Sultan Kalsın, listede isminin olduğunu öğrendiğinde çok şaşırdığını belirterek, "Birkaç saat öncesine kadar böyle bir durum yoktu. Bir haberle durumunuz aniden değişebiliyor. Bir saat önce canlı bomba olarak ilan edildiğimi öğrendim. Ben 2.5 ay önce tahliye oldum. Tutsaklığımız sebebi de basın açıklamalarına katılmak, 1 Mayıs'a katılmak yani hakkımı aramaktı. 21 ay yattım. Örgüt üyesi olmakla suçlandım. Yeni yargı paketiyle tahliye oldum. Orda da hukuksuz şekilde tutuklandım. Şimdi yine aynı biçimde komplo ile karşı karşıyayım. Ama burada çok daha büyük bir komplo. Şimdi canlı bomba ilan ediliyorum. Herkesin gözü önündeyim, yerimiz yurdumuz belli. Bunun sebebini şuna bağlıyorum; Bu ülkede devrimciysen, sosyalistsen, bu düşünceleri savunuyorsan, sizin üzerinizde komplo kurulması, sokak ortasında infaz edilmeniz çok basit. Düşüncelerimiz nedeniyle bu şekilde iftiralara uğruyoruz" diye konuştu.
Yunanistan’a hiç gitmedim
Yayınlanan listede 6 numaralı aranan kişi olduğunu iddia eden Harran Aydın da, haberi öğrendiğinde kendisinin de çok şaşırdığını söyleyerek, şunları dile getirdi:
“İnternetten öğrendim. İsimlerin sıralandığını ve fotoğrafımı gördüm. Yunanistan'da eğitim aldığımı ve canlı bomba olacak sıradaki insanlar olacağımız söyleniyordu. Ama ben Yunanistan'a gitmedim, bunu onlarda biliyor. Çünkü ben 1.5 ay önce tahliye olan ve göz önünde olan birisiyim. Demokratik basın açıklaması ve eylemlere katılıyoruz. Bu ülkede bir hak mücadelesi veriyoruz biz öğrenciler olarak. Bu haberlerin çıkmasını da buna bağlıyorum. Canlı bomba olarak hedef gösterilmek için, sosyalist düşüncelere sahip olmak, bu ülkede hak mücadelesi vermek, parasız eğitim istemek yetiyor. Bu yüzden böyle lanse ediliyoruz."
"Madem 'canlı bomba'yım dün nasıl Adliyedeydim"
Harran Aydın bir başka ilginç duruma daha işaret ederek şuna dikkat çekti:
"İşin garip yanı da ben daha dün Çağlayan adliyesindeydim. Madem canlı bombayım beni neden adliyeye soktular! Açıktan bizi hedef gösteriyorlar. Bu çıkan haberler nedeniyle sokakta bizi katledebilirler. Bunun daha önce de örnekleri var. Ama bu tarz şeyler bizi yıldıramaz. Hak mücadelesine devam ediyoruz."
Haklarında arama kararı yok, Emniyet suç işliyor
Avukat Baran Timtik, Emniyet'in bu listesinin basında yer alması üzerine hemen savcılığı arayarak, müvekkileriyle ilgili bir soruşturma olup olmadığını sorduğunu ve savcılığın böyle bir listeden haberdar olmadığını ifade etti. Avukat Timtik, müvekkilleri hakkında yürütülen hiçbir soruşturma ve mahkeme kararı bulunmadığını, Emniyet'in böyle bir liste oluşturmasının hukuk dışı olduğunu ve müvekkillerinin yaşam hakkını tehdit altına girdiğini başına dün gelen bir olayı örnek göstererek anlattı:
"Ben tanınan bir avukatım. Polisler beni tanıyorlar. Buna rağmen dün bir işlem için gittiğim karakolda kimliğimi soran polislere, bunu göstermek üzereyken bana silah doğrulttular. O anda beni vurabilirlerdi. Bir avukat olarak, bu kimliğimi bilen polislerin bu şekilde bir uygulamasına ben maruz kalmışken, 'bombacı' diye isim ve fotoğrafları gazete ve televizyonlara verilen müvekkillerim bir kimlik kontrolüne denk gelseler, orada öldürülebilir. Emniyet'in ortada hiçbir savcılık ya da mahkeme kararına dayanmayan, yetkisini ve sorumluluğunu aşan bu listesi, bu insanların yaşamını tehdit altına sokmaktadır. Bu suçtur.
Suç duyurusunda bulunacaklar
Avukat Timtik, listeyi yayınlayan İstanbul Emniyet Müdürlüğü hakkında, yarın saat 10.00'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne giderek suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Listede 8 numara olarak yer alan İbrahim Çuhadar Sultangazi 75. DNl Polis merkezine canlı bomba saldırısı düzenlemiş, olayda 1 polis memuru şehit olmuş, 7 kişi de yaralanmıştı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)